26.9.10

bilmek yada bilmemek

Bir şey istedin mi, onu elde edebilecek yetenekerin de olacak.
Yoksa vazgeçeceksin.
Bir şeyi istemek herkesin hakkı elbette.
Ama onu hak etmek öyle değildir.
Bir şeyin değerini bileceğin gibi, senden götüreceklerini de iyi bileceksin.
Düşüneceksin.
Her sabah sadece bir bardak süt içmek için, bir inek besleyeme değer mi acaba?
İneğin maliyetini hesaplayacaksın.
Ancak hayat her zaman bu yeteneği bahşetmez insana.
Peki bu durumda ne yapmak gerekiyor?
Çok basit.
Bir süre hedefsiz biri olacaksın.
Ne istediğini bilmeyecek, kafanı yormayacaksın.
Bir zaman oradan oraya savrulacaksın.
Belki dibe vuracaksın.
Belki başına olmadık işler gelecek.
Zarar göreceksin.
Acı çekeceksin.
O ana kadar hiç beklemediğin süprizlerle hayatın akışı değişecek belki de..
Ama bir şansın da var bu süreçte.
Belki de dibe savrulduktan, dibe vurduktan sonra hayatın fırsatını yakalayacaksın.
...Demem o ki, gerçekleşme olasılığı çok küçük de olsa, bu büyük şansınız için bazen göze alacaksın ne istediğini bilmemeyi.

masken

maskelerde tekin olmayan bir gizemlilik vardir .
Yüzlerine takanlara tuhaf bir güç verirler..
İzleyende ise güçlü karşı konulmaz duygular uyandırırlar..
..
Maske çok basit bir biçimde de oluşturulabilir.. ama bunun ille de yüzün tümünü örten bir maske olması gerekmez.. zaten olaya gizem katan da budur..
dur! ben şimdi gördüm! Görücem!
dediğin, karşı kişiliği hep bi merakla inceler, maskesini tamamen çıkarana kadar da bırakmassın peşini..
Meraklıdır insanoglu ilk çağdan - son çağa her daim merak ederek ilerlemiştir.. ilerlerken her karşılaştığı tuzak onun bi sonraki adımını daha sağlam düşünerek atmasını sağlamıştır.. Bir süre sonra artık nerde nasıl davranabileceğini öğrendiğinde düşünmeden hızlıca ilerlemiştir.
Ben de ilerlemek için insanların maskelerini çıkartabilme yolunu seçtim..
Sıyırabildiğim her maske bana bir adım daha kazandırıcaktı sonsuzluğa giden yolda ..
En güzel maskelerin altından çıkan çirkin benliklerin bana oldukça zarar verdiğini umursamadan ..
ama ona rağmen ben çok sabırsızdım.. hızlı hareket etmek istiyor , bir an önce bütün maskeleri çıkarmak için yanıp tutuşuyordum.. her beni benliğimden uzaklaştıran gerçek yüz , bana daha akıllı olmam konusunda yardım etti aslına bakarsanız.. ve gerçek olanı bulacağım konusunda daha bir hırs yüklüyordu.
umudum hiç bitmedi..
….bundan sonra insan oğlundaki mevcut maskeleri , hızlı hızlı deilde, daha düşünerek , daha emin adımlarla çıkarmalıydım ,çünkü hızlı davranmam yok olmama sebeb olmaya başlamıştı..
böyle düşündüğüme bakmayın bi bok yapamadım devam ettim aynı hızda, meraklıyım ya ..
ama belki yavaşlamamın bi yolu vardı..
Tam o sırada törpümü aldım elime her bir maskenin altındaki insana ulaştığımda yüreğimi daralttım. acı çeke çeke.. kan akıta akıta , maksadım bütün inatlara karşı çıkarmayı başardığım maskelerin değerini vermekti..
bir, iki, üç, dört
maske..
….
derken, okadar yol almış olan ben her bi maskede törpüleyerek daraltığım yüreğimin bi gün ellerimden daha ufak hale geleceğini kestiremedim..bildiğim halde..
her törpü darbesinde nasırlaşan kalbimin acı hissettirmeyen haliyle daha hızlı , daha hızlı ve daha hızlı çıkardığım tüm maskelerin alttındaki gerçek kişilerle karşılaştığımda o denli hızlı bir şekilde küçültebileceği aklıma hiiiç gelmedi..
arayışım vardı benim..
güzel maskelerin altında duran güzel insanı aradım hep..
gerçek insanı aradım..
bu denli acı çekmem , uğruna kendimi yavaş yavaş yok etmem de ondandı..
Artık tükenmek üzereydim..
Ama bi güç vardı içimde, ne olduğunu kestiremediğim koskoca bi güç vardı..
beni tek ayakta tutan şey de buydu sanırım..
ve sonlara yaklaşırken biri daha çıktı karşıma..
O nun diğerlerinden farkı, gözleri kapkaranlıktı..
sadece göz bebekleri görünüyodu ve bana öyle bir ışık veriyordu ki heyecanlandım..
Sanki görüpte göstermek istemediği bişeyler vardı..
ve gözlerini bu yüzden gizliyordu.. karanlığın arkasından bakıyordu.. gizlenmeye çalışıyordu, gözlerindeki aydınlığın farkında olmadan..
Oldukça yorulmuştum.
Umudum son bulmaya başlamıştı.
Gerçek yüzleri aramaktan vazgeçtiğim bi andı.. ve bu insan çıktı karşıma..
meraklıyım demiştim ya..
Ne olduğunu anlamaya çalışmak için, son bi atağın benim sonum olucağını bilsem de gözlerini örten adama yaklaştım..
ve sordum..
neden masken kapkaranlık?

bana verdiği cevap şuydu, -eğer çıkartırsam ışığın etkisiyle yüzüne yapışmış onlarca maske sayesinde gözlerimi kör edebilirim.. -şimdi lütfen beni karanlığıma bırak..
O an anladım ki benim içimdeki anlayamadığım güç burdan geliyormuş..
Sahte güç!
İnsanların gerçek yüzlerini görebilmek için çıkardığım onca muhteşem maskeleri kendime takmışım ..her birine yaklaşma sebebim, maskelerin güzelliği olduğu kadar o maskenin gerçek dışı olduğunu umursamazca onlardan alıp "ben böyle olmalıyım" diye kendime takmışım..
üst üste , üst üste..
ve şimdi öyle bir yapışmışlar ki yüzüme aynaya baktığımda kendim sanıyorum..
ve biliyorum ki o adamın karanlık maskesi kendi çirkinliğini göstermemek için değilde, dünyanın çirkinliklerini görmemek için takılıydı..
teşekkür ederim güzel gözlü adam..
bana ışığın sahteliğini gösterdiğin için.
Şimdi bana yardım etmeni istiyorum..
Korkma! sakın korkma.
Sonu yok olmak olsa da maskeni çıkar, ışığa bak ve gizlediğin gözlerinin güzelliği ile beni benliğime kavuştur..
çünkü yok olmak üzereyim..

bilet

.............................................................................................
düşmekte olan bir uçaksan , içindekileri doldurduğun bir karakutuyu en yakınındaki insana emanet etmek istersin..
en yakınında sadece ıssıran kelimelerin flu sahipleri varsa ....yazmaya başlarsın.
böyle can çekişir gibi ..kan ter içinde
hiç bitmeyecekmişcesine gücün..
......yazmaya başlarsın..
harflerin zalim saldırılarına kendi başına direnir ve aralarından sıyırmayı başardığın anlamları sana benzeyen bir geçmiş,
şimdi
ve gelecek
yaratmak için kullanırsın..
çünkü herkes yaşamış olmak ister....ölmeden önce bir kez yaşamış olmak....
İsterdim ki...benim için özel bir cenaze..güzel güller...bir kaç peri....biraz yağmur ..
yıldızlı bir gece hazırlasın...
Ben ki her gün ve her gece onun o mükemmel o ruh okşayıcı o kalp cezbedici mırıltılarını duymak için
...evrenin bana yolladığı ve onu asmam,yok etmem için kanıt olarak sunduğu her türden sesle en insafsız cephelerde sabaha kadar süren koyu karanlık bir soğuklukla
teni , oradan da kalbi yaralayan yaralanmalara razı olarak savaşırken......................................
bir gün o ses bana ...
çok basit bir nedenle ....
beni ucuz bir cenaze ile gömmeye çalıştığını
ama başaramadığını söyledi.
Gururlu bir savaş göğsüyle şişmişti cümlesi..
Sevginin akıl almaz bir gösterisini yapıyor olmanın o şımarık...
insafsız yüzü.
Her ses gibiydi..
Her ses gibiydim...
Herkes gibiydik..
ve nedeni için hiç....uğraşılmamıştı..
Ben o arada bir kaç ömre yetecek kadar ölürken...
bir anlamsız 'büyük' aşk gösterisinin 'küçük' dansçısıydım..
Dans ederken ayaklarımdan, ellerimden kan taşıyordu.
Alkışlar, endişeyle uluyan kargalar gibi göğsümde kocaman delikler açıyordu..
Sen yağıyordun benden dışarı..Patlamış bir irin gibi seni kusarak, ağrıyı durdurmaya çalışıyordum..
Ben ölüyordum..Sense biletleri kesiyordun.

söz

Sonsuz sözler vermemelisin ve sakın unutmamalısın!
Düşüncelerin ve duyguların sadece şu an'a aittir.
Ne hissediyorsan o 'bu' dakikayı özetler.
Hayallerin sonsuz olabilir elbet,
Amma 'söz'lerinin sonsuz olmamasını öneririm.

23.9.10

bir zaman kadar yakın ve uzak..

Karşında bir zamanlar dokunduğun ten, öptüğün dudaklar var. Uzansan yeniden öpecek, yeniden dokunabileceksin.Ama uzanamassın. Bitti çünkü! Bir sözcük var aranızda artık.
Devasa bir sözcük!
Aranızdaki ilişkinin eskiden olduğu gibi yeni halini de o belirliyor artık.Nasıl davranmanız gerektiğine o karar veriyor.O andan itibaren yeni hayatınızda yapacaklarınızı başlangıc noktası da işte o sözcük belirliyor.
Karşında biri oturuyor.
Bir zamanlar sana en yakın olan biri..Seni en çok üzen, en çok hazzı veren biri var karşında.
Şu zamanlar sana en uzak olan biri..Seni  üzemeyen, haz vermiyen biri var karşında.

Ama o bir tek sözcük giriyor aranıza.Bir duvar oluşturuyor sözcük.

Ve sana başka bir şey daha fısıldıyor hemen;
''Bu , hayatın sonu değildir.''

böyle yani..

Aradığın, özlediğin huzuru çoğu kez bulamazsın.Bulsan da sıkar seni bir süre sonra.Eski kaosu yeniden yaşamak istersin.Ruhu dingin insanların yaşamlarına imrendiğin zamanlar da olur. Ancak o yaşamların da sana göre olmadığını, seni tatmin etmeyeceğini , mutlu olamayacağını anlarsın ardından.
Yenilgilerin görkemli olur, başarıların da öyle.
Görkemli ayrılıklar yaşarsın, öyle kaybeder, öyle kazanırsın.İçindeki sürekli savaş halinden sıkılır, barışa yelken açmaya kalkarsın.Ama bir süre sonra, barışın maliyetinin savaş halinden daha pahalıya geldiğine tanık olur, vazgeçersin.
Yalnızlığı özlersin genellikle. Ve senin seçimin olduğu zaman saygı duyarsın yalnızlığa.Ancak istemediğin anlarda da bulursun kucağında yalnızlığı.Ve bu kez nefret edersin ondan.
Harika bir gülüş, kaba sığmaz sevinçlerin ardından, bir anda kendi içine çekilmiş, orada kendisiyle hesaplaşmaya durmuş bir insan olarak bulursun kendini.Atak ,saldırgan, enerji dolu biriyken, aniden düşersin depresyon hallerine.
Bazen ölümü yakın hissedersin kendine.Ve hemen ardından kalın kafalılığına öfkelenip 4 elle sarılmaya kalkarsın hayata.Bazen küçücük bir mutluluk kırıntsı bile ağız dolusu kahkaha atmana yeterken, bazen önüne dünyayı koysalar gülmez yüzün.Deli gibi özlersin birini bazen.Ve anlarsın ki aşk bile yetmemiştir sana..

Bütün bunları yaşar ve sonra da hayatı suçlarsın.
Oysa hayatın hiç bir günahı yoktur burada.Olan ,manik depresif ruhunun, hayatını cehenneme çevirmesinden başka bir şey değildir...

Böyle yani...

ah şu gözlerim..

Aynadaki yansımam, korktuğumdan daha iyi görünüyordu.Tamam saçlarım karman çorman görünüyor olabilir ama yüz ifadem benim bildiğimden çok daha kararlı.Çekik ela gözlerim yüzünden birşeylerden etkilenmiş gibi görünüyorum hep. Sanki üzüntüden sürekli ağlamış ağlaya ağlaya küçülmüş gibi görünüyorlar.Aslında kesinlikle üzülmüyorum!! Son zamanlarda bir hayli ıslanmış olabilirler ama üzüldüğümden değil. Hem ıslakken şuhluk katıyor bu bakışlar bana.. doğal görüntüleri böyle...
Ne yazıkki bu sebeple insanların bana anlattığı şeyle ilgileniyormuşum, onlardan etkileniyormuşum gibi görünüyorum.İnsanlar ahh şu insanlar..Gözlerime bakıyorlar, ben de onlara bakıyorum.
Ama ben görmüyorum ki...
Sadece bakıyorum.
Gerçekten kötü!
Sanırım gözlerimi aldırmam gerek.
Bazı sabahlar -bu sabah olduğu gibi- bir rüya yüzünden uyanır uyanmaz güçlü olduğumu hissediyorum.Rüyayı tam olarak anımsayamasam da iyi bir duyguyla uyanıyorum.Nasıl anlatsam ki?
Gözlerimi açıyorum ve kim olduğumu biliyorum.Ama kim olabileceğimi de tam olarak biliyorum!

Sanırım gözlerim yerinde güzel..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...